Miu Miu Women’s Tales #26
“Hata yaptığımızı kimsenin bilmesine gerek yok.” Başlangıcından itibaren aslında tüm detaylara işaret eden bu sözler bizleri Miu Miu Women’s Tales’in 26. komisyonuna götürüyor. Bir Antoneta Alaman Kusijanović filmi olan “Stane” kendi hikayesini inşa eden; geleneksel, ataerkil beklentilerin alaşağı edildiği kısa bir yolculukta kadın olmaya özgü incelikleri ortaya çıkarıyor.
21. Yüzyılda kadın olmayı araştıran seri, Miu Miu Women’s Tales, günümüzün en etkili ve en özgün kadın yönetmenlerinin olduğu serinin bu sefer yönetmen koltuğunda Antoneta Alaman Kusijanović oturuyor.
3 Eylül’de yayınlanan “Stane” adındaki filmin yönetmeni Hırvat yazar, yönetmen ve yapımcı olan Kusijanović, Cannes’dan Camera d’Or’a kadar ödüllerin sahibi oldu. Bir Antoneta Alamat Kusijanović filmi olan “Stane”, New York manzaralarıyla karmaşık bir inşaat sahnesinde geçiyor. New York manzaraları arasında, Hırvat bir göçmen aileden gelen Stane iş ile evlilik arasında kalıyor. Eşi tarafından ihanete uğramasına ve iş hayatındaki karmaşaya rağmen Stane geleneksel baskıların karşısında izin almadan kendi hayallerinden de vazgeçmeden kurduğu hikayenin kahramanı olmaya adım atıyor.
Güç kavramını ve kadınların güç kazanmasının altında yatan dinamikleri ele alan Kusijanović, güçle ilişkisini ‘kadınları güç alabilecekleri pozisyonları yerleştirerek elde edebileceğini savunuyor. Zira, elde edilen güç kazanılacak değil var olan konumlardan hareketi başlatan bir kavramdır. Bu sebeple, Stane ile de Kusijanović güç üzerinden kurduğu bu dengenin sadece kazanılabilir olduğunu ve başkalarının verir alamayacağını kanıtlıyor.
Miu Miu Women’s Tales Serisinin 26.’sında, kadınların toplumun dokusunu korumak için yapmak zorunda olduğu fedakarlıklar; göçmen nesiller arasında hissedilen ailevi gerilimler, kültürel normlar ve huzursuzluklar; cinsiyetler arasındaki onur ve onursuzluk arasındaki dengesizliklerle dolu bir Antoneta Alaman Kusijanović’in dünyası “Stane”e kendinizi bırakmak için Miu Miu YouTube kanalında ve MUBI’den izleyebilirsiniz.