May You Rest In Peace MTV and Thank You

News26 Aralık 2025
May You Rest In Peace MTV and Thank You

Tüm güzel şeyin bir sonu vardır, öyle değil mi? MTV’ye hoşçakal derken şunu düşünmemek mümkün değil: müzik eğlence sektörünü biz mi yarı yolda bıraktık yoksa bu sektör dünyanın değişmesine adapte olamayıp yok olup gitti mi? Dünya’ya devamlı olarak doom-scroll ettiğimiz bir ekrandan ulaşıyoruz, oturup heyecanla beklediğimiz bir kanalla değil.  

Ne olursa olsun, MTV’yi kaybetmek, müzik kültürünün dramatik bir boyutta değişmiş olduğunu gösteriyor bizlere. Onlarca yıl boyunca kanal, pop kültürünü tanımlayan anlara imza attı; şanslı olduğumuz zamanlarda ise rock ve grunge’ın o güzel, kontrolsüz haline tanıklık ettik. Mitoslar inşa eden rockumentary’ler, ikonu belirleyen röportajlar, kolektif hafızaya kazınmış reality şovlar ve kültürel dönüm noktalarına dönüşen performanslar…

MTV bir zamanlar bir buluşma noktasıydı. Asla ulaşamayacağın sanatçılara yakın hissetmek için gittiğin bir yerdi. Hayran kültürü ekranın içindeydi, yorumlar bölümünde değil. O zamanlar televizyon, bir sanatçı ile izleyicisi arasındaki tek köprüydü. Peki şimdi? Artık kimse televizyon karşısına oturmuyor. Streaming platformlarıyla televizyonu biz öldürdük ve MTV hayatta kalacak kadar hızlı uyum sağlayamadı. Geriye ise internetin henüz yutamadığı miras kırıntılarını bir araya getirmek kaldı.

Uzun bir süre MTV sadece bir televizyon kanalı değildi. Sanatçıların persona’larını görünür kılan bir araçtı. Müzik kliplerinin, röportajların ve kısa belgesellerin favorilerimizin etrafında bir mitoloji inşa ettiği bir alandı. İnsanlar, gerçek hayatta asla karşılaşamayacakları sanatçılara yakın hissetmek için MTV’yi açardı; o bir portaldı, bir erişimdi, nabzın ta kendisiydi.

Ama vedalaşmadan önce, kanala neden önemli olduğunu hatırlatmayı borçluyuz. Zamanı donduran anları. Zihnimizde tekrar tekrar oynattığımız performansları. Pop kültürü canlı tutan o kaosu.

https://www.instagram.com/p/DSu9sNMAvRP/?utm_source=ig_web_copy_link&igsh=MzRlODBiNWFlZA==

Doğru bir başlangıç yaparak başlayalım: İlk VMA’i hatırlıyor musun? 1984’te gerçekleşen o ilk VMA’leri. Muhtemelen hayır. Ama hafızanı tazelemek ya da seni hak ettiğin pop kültür erbabına dönüştürmek için hatırlatalım: Madonna, Like A Virgin’ü bir gelinlik içinde seslendirdi. Performansına bir düğün pastasının üzerinden başlayarak. Ve yıllar sonra, 2003 VMAs’te, bu ikonik performansın yeniden canlandırılmış halini Britney Spears ve Christina Aguilera ile izledik. Madonna’yla bir öpücük paylaştıkları o an. Prometheus bilgiyi ateşle insanlara taşıdıysa, bu da ikonluğun el değiştirdiği andı bu kez bir öpücükle.

Britney Spears demişken, omuzlarında bir pitonla I’m A Slave 4 U’yu seslendirdiği anı nasıl unutabiliriz ki? Tam olarak 2001 VMAs. Bu bir From Dusk Till Dawn göndermesi miydi, yoksa sadece içindeki divayı mı konuşturuyordu? Bazı soruların cevaba ihtiyacı yok.

VMAs her zaman hayranlık uyandırmadı… bazen bizi yalnızca afallattı. Miley Cyrus’un 2013 performansını hatırlıyor musun? Geriye dönüp baktığımızda, aslında mantıklıydı… ya da en azından biraz. Bu onun taşkınlığıydı, kendi ergen isyanıydı. Hannah Montana imajını kelimenin tam anlamıyla twerk’leyerek üzerinden attı. İlk pixie kesimden, dili dışarıda anlardan ve bitmek bilmeyen twerk’lerden sonra, sonunda bize gerçek hâlini sundu. Madem tuhaflıklardan bahsediyoruz, Lady Gaga’nın 2010 VMAs’te giydiği o meşhur et elbiseyi anmadan geçemeyiz. Bu kadın manşet yaratmayı gerçekten biliyor. Elbette bir ikon kıyafet tercihleriyle tanımlanmak zorunda değil… Ödülünü Cher’dan almıştı: “Cher’dan et çantamı tutmasını isteyeceğimi hiç düşünmezdim,” cümlesi de ancak Lady Gaga’ya yakışırdı.

MTV’ye veda ederken, bize verdiği en önemli şeylerden birini anmadan geçemeyiz: Unplugged’lar. Dinleme deneyiminin daha özel bir hale dönüştüğü akşamlar… Mumlar, akustik gitarlar ve seyirciyle müzisyenler arasında sessizce dolaşan hayranlık. Benim favorim mi? Nirvana’nın MTV Unplugged’ı. Lead Belly’nin yazdığı “Where Did You Sleep Last Night?” gibi unutulmaz cover’lara hayat veren o performans. Unplugged estetiği yeniden incelenmeli, yeniden düşünülmeli ve yeniden hayata geçirilmeli.

MTV sadece bir kanal değildi. Ortak bir nabızdı. İsyanın, kimliğin, kalp kırıklığının, stilin, ergenliğin ve aradaki her şeyin çıkış rampasıydı. Nesillerin müziği nasıl gördüğünü şekillendirdi, sadece bir ses olarak değil, içinde yaşayabileceğin bir dünya olarak. Evet, büyüdük. Teknoloji hızla ileri atıldı. Ama MTV’nin bize verdiği o anlar: Unplugged setleri, VMA gösterileri, bir dönemi tanımlayan müzik videoları, Headbanger’s Ball gibi programlar… bunlar bize ait ve sonsuza kadar bizimle kalacak.

Hoşça kal MTV. Sanatçılara algoritmanın a’sı yokken, onlara bir alan verdiğin için teşekkürler. Rock yıldızlarını sansür kurallarıyla sinir ettiğin için teşekkürler. Ünlü kavgaları, kontrolden çıkmış sahne anları ve her fangirl’ün hala zihninde tekrar tekrar oynattığı performanslar için teşekkürler.

Huzur içinde uyu. Unutulmayacaksın.

Author: Duru Ustaoğlu

RELATED POSTS