“The Dreamers”, good things come in threes

Erotik dramanın rakipsiz ustası Bernardo Bertolucci, “The Dreamers “ı obsesyonlar üzerine bir new-wave yolculuğu olarak kurgulamış. Film o kadar Fransız bir biçimde bir araya geliyor ki, adeta ekrandan sigara kokusunu alabiliyorsunuz.

Sinematik deha, kurgunun içinde; tutku dolu çekimler, kasvetli ortamlar ve eski klasiklere yapılan atıflar ile kutlanıyor. Filmler, fikirler ve Fransız olan her şey, The Dreamers konularına karşı saf bir adanmışlıkta. Bernardo Bertolucci obsesyonlar kitabını açarak, Sarışın Venüs, Charlie Chaplin, Silindir Şapka, Jules et Jim, Yaralı Yüz ve daha birçok filme göz kırpmış. Referanslarından kaptığı sahneleri anların aktarıcısı olarak yeniden anlamlandırıyor. Bitmek bilmeyen bir sessiz sinema oyunu önce atmosferi nostalji ile kaplarken yerini giderek artan cinsel gerilim alıyor. İncelikli oyunlarla tanışıyor, yaşıyor, geriliyor ve çözünüyoruz. Tıpkı hayatın karşımıza çıkardığı gibi.

Laminar alanlar sarı ve turuncu tonlarıyla bakması keyifli bir dünya yaratıyor. Sönük yeşiller ise çok analog bir şekilde kontrastı oluşturmuş. Dokulu koridorlar, çok yüksek tavanlar, engebeli duvarlar, kareli döşemeler… Görüntü dizaynı hikayeyi gölgede bırakıyor, çoğu zaman kendinizi hikaye yerine görüntünün konforunda sersemlemiş bulabiliyorsunuz. Theo, Matthew ve Isabelle sadece oyuncular değil, aynı zamanda sahnede görüntüyü bütünleyen, tamamlayıcı unsurlar.

Üçlü sekse takmış durumda. Eylemine değil ama etrafındaki güzellik ve belirsizliğe. Tamamen 60’ların sonundaki karşı kültür ve bohem yaşam tarzına kapılmışlar… Filmde belirgin bir şekilde tedirgin edici bir hava var. Alışılmadık ilişkiler eksantrik karakterlerle ele alınıyor.

Senaryo ve karakterlerin hikayelerindeki incelik, odağımızı filmin ana unsuruna çekiyor: insan ilişkiler ve bunu deneyimlemenin heyecanı. Matthew, Parizyen yaşam tarzını tam bir Amerikan olarak deneyimlemekte. Etrafındaki dünyayı inceliyor, bağlantılar bulmak için kozmik noktaları tuhaf bir şekilde eşleştiriyor ama aslında kendine bir yer arayışında. Her şey bunun bir parçası olmakla ilgili, bir olmak ve tam bir uyum içinde var olmak.

Filme eşlikçi olarak hazırladığımız playlistimizi sizlere bırakıyoruz: