Running from Everywhere but Myself w/ Çağan-THEFVKISBACK

UnframedMay 13, 2025
Running from Everywhere but Myself w/ Çağan-THEFVKISBACK

Hareket, hız ve çok kültürlülük. Bunlar Çağan – THEFVCKISBACK’i tanımlamak için sıraladığımız birkaç kelimeden çok daha fazlası. Bir birlikteliğin ilk fitilini ateşleyen o motivasyon ya da bir sanatçıyı bir marka ile bir araya getiren ortak motivasyonlar. Hangi taraftan bakarsanız bakın; bir şehri diğerine bağlayan uçuş saatleri arasında, kendi görsel evrenini kurarken Çağan yollarımız kesişiyor. Hareketin yalnızca fiziksel değil, duygusal bir refleks olduğunu hatırlatan bir dünyadayız. Burada özgür ve özgün olabilmek esas. İstanbul ve Paris arasında bölünmüş hayatında sabit ünvanlara değil, ritme, samimiyete ve üretme içgüdüsüne odaklanıyor Çağan. Nike Air Max DN8’ten ilhamla hazırladığı son enstalasyon, sadece bir sneaker anlatısı değil; kaçış yolları, internet alt kültürleri ve dünya fazla geldiğinde sığındığımız iç odalar hakkında. Tüm bu anlatının ortasında—parlayan ekranlar, dolanmış kablolar ve başlarına kapüşonlarını geçirmiş alter-egolar arasında—onunla belleği, kimliği ve harekette kalma sanatını konuştuk.

DUYGU En baştan başlayalım, seni şimdi olan noktaya yönelten dönüm noktalarından bahseder misin?

Çağan – THEFVCKISBACK Babamın ani bir kararlarla 2000’lerin başında Fransa’ya göç kararı. EN’i bu. Sonrası – iki kültür arası kalmalar ve uzayan yollar, ayrılıklar ve yeni tanışmalar kaderimin baştan yazılması. Kartların tekrar dağıtılması. 

DUYGU İstanbul – Paris arasında kültürlerarası bir yolculuk içerisindesin bu üretim sürecini nasıl etkiliyor?

Çağan – THEFVCKISBACK Upuzun ve hep yenilenen perspektifler. Kendi kültürümün Temellerini Anlayabilmek. – Bunun için uzaklaşmak çok yararli olur. –  Sonra, ufuk çizgisinin ulaşılmaz uzaklığı. Köprüde geçen bir hayatta, Kültürel Hassasiyetimin ve Anlayışımı Geliştirmem. Direk deneyim yoluyla, kültürel farklılıkların ve benzerliklerin derinlemesine farkına varabilmek, önyargılarımı azaltıp hikayeyi daha geniş ve uzaktan görüp ve empati yeteneğini çalıştırabilmem.

 Farklı uluslar içinde yaşarken kazandığım kültürlerarası diyaloglar – işbirlikleri. Orada, burada; Ortak projeler, sergiler veya performanslar. kültürel anlayışın derinleşmesi ve sonuç olarak daha evrensel ve anlamlı eserler, ortak projeler..

“Benim için yaratma süreci, tamamlanmış bir nokta değil; sürekli bir arayış.”

DUYGU “Sonsuz Kaçışların Özgürlüğü” senin dünyanda nasıl bir karşılık buluyor?

Çağan – THEFVCKISBACK Birkaç başlıkta anlatabilirim; en önemlisi sınırlamalardan ve kısıtlamalardan kurtulma isteği ve sürekli değişim ve akış halinde olma hali. En büyük sanat olan öz-keşif ve varoluşsal özgürlük arayışı… Kendi öz, salt-sanatımda farklı stilleri ve teknikleri deneyerek, sürekli olarak sanatsal ifade biçimlerinin sınırlarından kaçmak istemem. Piyasanın, dünyanın istediklerini değil de kendime, ihtiyaçlarıma sadık kalma isteğim. Benim için yaratma süreci, tamamlanmış bir nokta değil, bitmiş bir proje değil sürekli bir arayıştır. T E S T I N G  7/24 . Bitirmek için şunu da söyleyebilirim; yaratıcı dürtümün ve merakımın sınırsızlığının, farklı ifade biçimler arayışı.

DUYGU Nike Air Max DN8 ruhundan ilhamla hazırladığın bu enstelasyonu anlatır mısın? Nasıl bir hayalle ortaya çıktı, nasıl realize oldu? 

Çağan – THEFVCKISBACK Enstelasyonda yaratmak istediğim ortam, uzun geceler kendi başıma kaldığım kendimi çok yalnız hissettiğim aynı zamanda da ait hissetmediğim dünyada en iyi hissettim yer, ergenlik odam. Her şeye başladığım zamanlar. İnternetin daha eğlenceli ve kreatif olduğu yıllar. Instagram’dan önceki dünyam.

Enstelasyonun başında bana eşlik eden iki tane asistanım var, onlar benim alter-ego’m. Masada otururlar ve üstlerindeki siyah hoodileri ile ekrana bakıp, etrafındaki dünyayı umursamadan bir-şeyler üretirler. Durmadan üretiler. Bitirmek için değil üretmek için üretirler. Buradaki amacım beni kurtaran o görsel dünyam, fotoğraflar yazılar, sonradan geliştireceğim mixed media işlerimin bir yansıması. Ayağıma dolanan kablolar, açık ekranlar, siyah bir hoodie. 

DUYGU Hareket, dönüşüm ve deneysellik DN8’in merkezinde, peki bu kavramlar senin bireysel gerçekliğinde nasıl karşılık buluyor?

Çağan – THEFVCKISBACK Benim de hayatim DN8 gibi, o kadar hareketli ve hızlı. Bugün istanbul dün Dubai haftaya Tokyo ve Taipei. Ben hareket ve aksiyondan, deneyip öğrenmekten, stimülasyondan ilham alırım. Onunla yürür ve varolurum. Yolda öğrenenlerdenim. Kendimi yenileyerek geliştiririm, çok iyi bir işi durduk yere bozarım. Tekrar başlarım, başka bir açıdan bakarım. Tekrar öğrenip daha iyisini yaparım.  Çok sabırsızımdır ama üretim ve deneysel süreçlerde kendimi eğitirim.

“Benim de hayatım DN8 gibi o kadar hareketli ve hızlı. Bugün İstanbul, dün Dubai, haftaya Tokyo… Ben hareketten, deneyip öğrenmekten, stimülasyondan ilham alırım.”

DUYGU İstanbul’da sana en çok ilham veren şey nedir?

Çağan – THEFVCKISBACK Bana burada ilham veren o kadar çok unsur, olay, özne, hikaye ve tarih var ki; Birkaç tane daha hayata ihtiyacım olacak gibi burada istediklerimi yapabilmem için. 

İstanbul’un mistik atmosferi, ve gündelik yaşamının ritmi, en hızlısından!Kültürümüzün irrasyonelliği, duygusallığı ve olayları çocukça çözümlemesi. Tarihin dokusu, şimdinin izleri ile kombinasyonu hatta kontrastı—insanı.

Burayı o kadar çok seviyor ve uzaktayken özlüyorum ki.

DUYGU Fotoğraflarının öznelerini nasıl seçiyorsun?

Çağan – THEFVCKISBACK İlk olarak kişisel ilgi ve tutku ,ikinicisi keşif ve deneme ve tabiiki de insan. Fotografa ilk başladığım yıllardan beri odağım hep insan ve alt kültürler oldu. Bu bilinçli bir seçim değildi. Underground klüpleri, sex işçilerini, cinsiyet kimliği kargaşalarını, kendimi de fotoğraf ve sayesinde tanıştığım insanlar ile buldum.  Meraklı ve tutkulu bir insanım. Sorular da sormalı kendine, şu yada bu özneyi farklı açılardan veya farklı nasıl fotoğraflayabilirim, bu hikayeyi nasıl kendimce anlatabilirim? Bu özne bende hangi duyguları uyandırıyor? Nasıl hissettiyorum?

DUYGU Senin için fotoğrafçılığı diğer sanat disiplinlerinden ayıran en önemli unsur?

Çağan – THEFVCKISBACK Belki de gerçekliğe ve hayata, (benim açımdan) insana direk bağlantısı olabilir. Sonra dijital yada analog fotoğrafın verdiği deneysel alanlar. Fotoğrafın anlık olması. Zamanı istediğim yerde durdurabilmem ve gerçekliği bükebilme olanakları. 

Bir önemli detay da üretimin hızlı olması, ben kendimi 6 ay bir tablo üstünde çalışırken hayal edemiyorum. 

“En önemlisi kendine güven ve öz kabul. İnanıyorum ki sanatçının en büyük düşmanı, kendisi. Kendisi ve öz kuşkuları. Bunu yenebilmek rahatlatıyor, bunu kontrol edebilmek güç veriyor.  Ve tatmin olabilmeyi başarmak gerekiyor özgünlük için.”

DUYGU Özgün olmayı nasıl tanımlarsın?

Çağan – THEFVCKISBACK Özgünlük statik bir durum değildir. Yaşayan bir şeydir. Sanatçı, sürekli olarak yeni şeyler denemeye, öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık olmalıdır. Ve de çok çalışmalı! En önemlisi kendine güven ve öz kabul. İnanıyorum ki sanatçının en büyük düşmanı, kendisi. Kendisi ve öz kuşkuları. Bunu yenebilmek rahatlatıyor, bunu kontrol edebilmek güç veriyor.  Ve tatmin olabilmeyi başarmak gerekiyor özgünlük için. Tatminsiz bir sanat, bir iş çiğnemeden yutulan lokmalar gibi, hiç bir zevk vermez. Kesmez. Masadan aç kalkamam ben. 

Sanatçının kendine has bir kimlik ve tanınırlık olgusuna ihtiyacı var, bunun zorlamadan kendiliğinden bulunmasından yanayım. Ekrandan scroll ile “ilham” aramak kendini kandırmaktır. İçten geldigi gibi duygular ile hareket etmek gerekir.

Photographed by Emirkan Cörüt

Author: Duygu Bengi

RELATED POSTS