Hayatta kendi Işığını Yaratan biri: Zerrin Tekindor

Arts & CultureSeptember 1, 2015
Hayatta kendi Işığını Yaratan biri: Zerrin Tekindor

Hayatta kendi ışığını yaratanlardan Zerrin Tekindor. Kendine özgün ve güçlü duruşu, tanıyanların başını döndüren cinsten! Oyuncu Zerrin’den mi Ressam Zerrin’den mi başlasam derken hayatı tüm katmanlarıyla gören realist bir kadın ile tanışıyorum, sizin de tanımanız gereken.

Şu sıralar hangi kimliğiniz ağır basıyor. Oyuncu Zerrin Tekindor mu? Ressam Zerrin Tekindor mu bir adım önde?

Zerrin Tekindor: Hiçbir zaman biri, diğerinden ağır olmadı. İkisini hiçbir zaman ayırmadım.

Sizin için bu iki disiplin arasındaki benzer noktalar nedir?

Zerrin Tekindor:  İkisi de benim için aynı iş. Ben resmi gözümde canlandırmadan oyun bile okuyamam. O atmosferi; kostümü ve ışık dahil tüm detayı kafamda canlandırırım. Oynarken de bir resmin içindeymişim gibidir. Oturuşumu, duruşumu bile o resmi düşünerek belirlerim. Resimlerimde ise teatral kuvvetin ve estetiğin önemi büyüktür.

Zerrin Tekindor, özgür ve özgün kadının somut hali gibi ikonik bir noktada. Portrelerindeki kadınlar da bunu destekliyor. Bu kadınların hikayeleri nereden geliyor?

Zerrin Tekindor: Çok teşekkür ederim böyle düşündüğünüz için. Bu kadınların hikayelerindeki çıkış noktası aslında kendimim. Gördüğüm, duyduğum, okuduğum, gezdiğim her yer, her şey… Bu hikayeleri oluşturuyor. Özgün ve kuvvetli olmaya inanıyorum ve bunun için çabalıyorum.

Zerrin Tekindor

Zerrin Tekindor

Bu kadınların isimleri de kendileri kadar renkli, nasıl adlandırıyorsunuz işlerinizi?

Zerrin Tekindor: Resimlerime koyduğum isimler çoğunlukla okuyup, sevdiğim tiyatro oyunlarındaki karakterlerin isimleridir. Bazı resimler ismiyle beraber gelir. Bazılarının adını koyamadığımda, Hira’nın güzel fikirlerinden yararlanırım.

Tuvalinde hep çekici kadınlar gördüğümüz ressam Zerrin Tekindor’a kadında neyi çekici bulduğunu sorsak bize ne der?

Zerrin Tekindor: Özgüven, yetenek ve kibarlık.

Resim yapmak kendi bedeninizi tanımak ve giyim tarzınızı yaratmak açısından size nasıl katkı sağladı?

Zerrin Tekindor: Resim yaptığınız için proporsyon bilginiz olur ve renklerle de aranız iyidir. Böylece doğru kombinasyonlar yapabilirsiniz.

Bu sene de Contemporary İstanbul’da yer alacak mısınız? Oraya özel bir çalışmanız olacak mı?

Zerrin Tekindor: Evet bu sene 7. kez katılıyorum, yine Galeri Selvin’le. Şu anda hazırlıklar devam ediyor. Gene bol ışıklı resimler yapmaya çalışacağım. Umarım her şey yolunda gider.

Zerrin Tekindor

Sık sık Londra’ya gittiğinizi biliyoruz. Orada en küçük alanların bile sanatı sergilemek için kullanıldığını/dönüştürüldüğünü düşününce İstanbul ve Türkiye genelinde sanatın hala biraz daha dar çevrelerde kalmasını nasıl yorumluyorsunuz? Önerileriniz neler olur?

Zerrin Tekindor: Tiyatro salonları, galeriler, sinemalar sürekli kapatılır ve yıkılırsa bizim Londra’daki ya da dünyanın başka metropollerindeki gibi bir sanat dünyamızın olması gittikçe imkansızlaşır haliyle. Diğer hükümetler sanatını koruyup, kollamak için, daha ileriye götürmek için, bizdekinin 50 katı destek veriyorlar. Bizse mücadele etmek zorundayız devletle, ne acıdır ki…

Tiyatro eğitimi ve onu takip eden başarılı bir tiyatro kariyeri, akabinde resim ilgisinin eğitim ile güçlendirilmesi ve devamında gelen dikkat çekici sergiler. Her şey aslında olması gerektiği kadar basit, kuralına uygun olsa da “sanatta eğitim yetersiz” diyenler için, Zerrin Tekindor’un buna ayrıca neler katarak başardığını anlatır mısınız?

Zerrin Tekindor: Ben “eğitim çok da önemli değildir” diyenlerden değilim. Eğitim olmadan, aynı çemberin içinde kalıp, kendini tekrar etme tehlikesiyle karşılaşabilirsiniz. Resimde de, tiyatroda da kendi kendinize ulaşabileceğiniz yere kadar gelip, bir yerde tıkanabilirsiniz. Çok fazla deneyerek, çok fazla izleyerek, çok çalışarak, kendinizi geliştirirsiniz. Ama bütün bunlardan en önemlisi samimiyetinizdir. Çalmadan, çırpmadan, ne kadar özgün ve yaratıcı olduğunuzdur.

Geçtiğimiz iki sezonu tiyatroyla dolu geçirdiniz. “Kim Korkar Hain Kurttan” 165 kez sergilendi. Aynı oyunu, performansınızdan hiçbir şey kaybetmeden hatta yükselterek defalarca oynamanın sırrı nedir?

Zerrin Tekindor: Son iki sezonu değil, son 30 sezonu tiyatroyla geçirdim aralıksız. Her seferinde başka seyirciye oynuyorsunuz. Nasıl olsa biliyorlar diyemeyeceğim için, ilk defa izleyenlere yapabileceğimin en iyisini göstermeye calışıyorum, hiç bıkmadan, isteyerek.

“Son 30 sezonu tiyatroyla geçirdim aralıksız.”

Her gün aynı karakteri oynamanın tekdüzeliğini nasıl aşıyorsunuz?

Zerrin Tekindor: Karakterler o kadar zengin ki, insan yapısı da rengarenktir. Sahnede her akşam, oynadığınız karakterlerle ilgili yeni bir keşif yapıyorsunuz. Ve sonra bunu niye baştan düşünemedim diye pişmanlıklar yaşıyorum. Her akşam, oyun kendi içinde farklılaşır ve yenilenir. Bu da çok heyecan vericidir, oynama şevkinizi güçlendirir.

Hepsi bambaşka bir hikaye, bambaşka bir dünya olsa da mutlaka biri daha ağır basar. Annette, Kleopatra, Martha…Hangi karakter favoriniz? Neden?

Zerrin Tekindor: Martha. Çünkü Martha, dünya tiyatro tarihindeki en iyi yazılmış karakterlerden biridir bana göre. Martha’nın zekasına, espri anlayaşına, hassasiyetine, deliliğine, aşkına hayran kalmamak mümkün değil. Ona daha nasıl hizmet edebilirim diye düşündüm hep, oyunu oynadığımız süre boyunca.

“Kim Korkar Hain Kurttan” oyununun yönetmenliğini oğlunuz Hira Tekindor üstlendi. Nasıl yürüdü bu ilişki, oğlunuzu yönetmen kimliğiyle yeniden tanımak, işinizde ona teslim olmak, nasıldı? Birlikte çalışma sürecinizi anlatır mısınız?

Zerrin Tekindor: Başta endişelerim vardı evet, çünkü cor zor bir oyun. Hira’nın tiyatro bilgisini, sevgisini biliyorum fakat uyumsuz da olabilirdik. Ve duygusal bir bağımız olduğu için, objektif olamayabilirdim de… Ama bütün buna benzer endişeleri duyarken ben, Hira bunun sınırlarını çok iyi belirledi; yönetmen-anne sınırlarını. İşimi kolaylaştırdı yani. Fikirlerini çok yeni ve değişik buldum Hira’nın. Sakinliği ve kararlılığı da çok hoştu prova döneminde. Bence çok başarılıydı, umarım yeni oyunu “Köprüden Görünüş” ve sonraki işleri de çok iyi olur.

“Ben rolle “Merhaba, ben Zerrin” diye tanışmayı sevenlerdenim.” dediğinizi biliyoruz. Bu yaklaşımı yolun başında olan oyuncular için anlatmanızı istersek ne dersiniz?

Zerrin Tekindor: Kolaya kaçıp, kendilerine yakın karakterleri tercih etmemelerini tavsiye ederim. Mümkün olduğu kadar farklı karakterlerin derdine düşsünler. Oynayacağım rol, beni zorlasın, içimden başka biriyle tanıştırsın isterim, çıkış noktası kendim olsam bile.

Sizi ekranda daha çok görmek isteyenleri mutlu edecek bir cevabınız var mı?

Zerrin Tekindor: Star TV’de “Kara Sevda” adlı bir Ay Yapım projesi var. Yeni sezonda orada oynayacağım, umarım mutlu olurlar.

Son olarak, gündemki diğer çalışmalarınız nedir?

Zerrin Tekindor: Hira’nın yeni oyunu Köprüden Görünüş’ün dekor ve kostüm tasarımını yapıyorum.

Author: Duygu Bengi

RELATED POSTS