Hayatı akışına bırak

Arts & CultureDecember 13, 2017
Hayatı akışına bırak

Daphné Patakia, karakterleriyle sınırları çoktan aştı. O, oyunculuğun global ruhunu kusursuzca yansıtırken, yollarımız Uluslararası Boğaziçi Film Festivali için geldiği İstanbul’da kesişiyor. Oyunculuğundaki gerçekçi tavrı nasıl yakaladığını gözler önüne seren samimiyeti ve tüm meraklı sorularımıza verdiği içten yanıtlarıyla Daphne’yi yakından tanımak için sabırsızız!

Oyunculuğa nasıl çekildiniz?

Gençken ebeveynlerim ve kız kardeşimle birlikte profesyonel olmayan bir tiyatro kumpanyasındaydım. Her pazar buluşup çocuk oyunlarının provasını yapardık. Oyunculuğa da böyle ısındım. Okulu bitirdikten sonra Greek National Theater’ın Tiyatro Okulu için seçmelere girdim ve kabul aldım.

Oyuncu olmak isteyen birine ilk tavsiyeniz ne olurdu?

Şu an kendimi tavsiye verebilecek bir konumda görmüyorum çünkü benim de çözmem gereken birçok şey var. Oyunculuk anlamında kusurlarınızı asıl güçlü yönünüz yapmaya çalışın diyebilirim.

Oynayacağınız karakterleri seçerken en önemli kıstasınız nedir?

Filmlerin çoğunda kadın karakterler ana karakterin annesi ya da kız arkadaşı oluyor. Ben bundan biraz daha karmaşık olan ve anlatılan hikayeye özel bir şey katan karakterleri seviyorum. Ama genelde oynayacağım filmleri yönetmene ve anlatmak istedikleri hikayeye göre seçiyorum.

Bugünlerde kimleri izlemekten keyif alıyorsunuz?

Bruno Dumont ve Cassavetes.

Televizyon ya da sinemada hangi dönemde yaşamak istersiniz?

Buster Keaton’ın filmleri, sessiz filmler ve günümüz Yunan sineması.

Plan yapmak mı, yoksa kendinizi hayatın akışına bırakmak mı?

Kendimi hayatın akışına bırakmak.

Yunanistan, Belçika ve Fransa. Bu üç ülkenin izlerini taşıyan biri olarak bu ülkelerin hayatınızdaki nasıl bir yeri var?

Belçika’da büyüdüm ve 18 yaşıma kadar orada okudum. Sonrasında Yunanistan’da okudum ve şimdi de Fransa’da çalışıyorum. Ne Belçika’dayken ne de Yunanistan’dayken oralı gibi hissetmiyorum. Daha çok Avrupalı gibi hissediyorum.

Kendinizi en çok hangi konuda şanslı hissediyorsunuz?

1990’larda Avrupa’da doğmuş olmam.

En büyük hedefiniz nedir?

Yunanistan’daki sinema endüstrisi olanak konusunda sorun yaşıyor. Çok küçük bir endüstri ama çok güzel ve eşsiz filmler çıkarıyor. Yunan sinemasını elimden geldiğince desteklemek istiyorum. Geliştiğini, daha çok fırsata sahip olduğunu, finansal anlamda daha çok desteklendiğini ve uluslararası alanda daha çok etkisi olduğunu görmek isterim.

Bits and Pieces…

Takıntınız var mı? Omlet.

En çok kullandığınız kelime? Fiesta!

Aldığınız en iyi tavsiye? Kişinin kendine sadık kalması.

Sevmediğiniz bir soru? Gelecek planlarımın ne olduğu.

Oyunculukla alakalı duymaktan sıkıldığınız bir soru? Oyuncu olmanın beni daha iyi bir yalancı yapıp yapmadığı.

Author: Naz Ohri

RELATED POSTS