A Passage Through Stone, Light, and Time

Geniş Giza göğünün altında, Echoes of the Infinite Piramitlerin yanından sessizce yükseliyor… Sanki çölün kumlarının arasından yukarı doğru çekilmiş gibi. Heykeller insan eliyle oyulmaktan çok, Mısır coğrafyasını yüzyıllardır şekillendiren rüzgarın, suyun ve ışığın yüce izleriyle açığa çıkmış bir form gibi görünüyor.

Zamanın en eski anıtlarından birinin karşısında, bu yerleştirme somutlaşmış bir seraba dönüşüyor. Taştan, gölgelerden ve hafızadan oyulmuş bir geçit gibi. Ziyaretçiler bu formun içinde ilerledikçe, toprağın ve insanlığın binlerce yıldır süren ve bugün hâlâ ileriye doğru yankılanan o diyaloğuna adım atıyorlar.

Her bir parça kendi ritmini, kendi sakin nabzını taşıyor. Yüzeyler, unutulmuş bir dilin kırıntıları gibi güneşi yakalıyor. Boşluklar, yüzyıllar arasındaki nefesler gibi açılıyor. Heykeller, izleyiciyi dolaşmaya, durmaya ve dinlemeye çağırıyor: geçmişi, şimdiyi ve geleceği hissedebilmek için.

Bu anlamda Echoes of the Infinite bir sanat eserinden fazlasına dönüşüyor; bir eşik haline geliyor. Hayal gücünün arkeolojiyle buluştuğu, çölün durağanlığının insanın inşa etme, hatırlama ve düş kurma isteğiyle temas ettiği bir alan.

Giza Platosu’nda gerçekleşen Forever Is Now .05 kapsamında 6 Aralık 2025’e kadar görülebilecek olan bu çalışma, ister antik ister çağdaş olsun tüm formların sonsuz bir manzara içinde geçici birer jest olduğunu hatırlatıyor.