Thislexik

DesignJuly 18, 2016
Thislexik

“Disorder” is creative!

Brooklyn, Red Hook, New York City’nin sanayileşmesinde tarihi önemi olan endüstriyel bir yarımada. Bugünlerdeyse, sokaklarında dolanırken birçok genç ve yenilikçi tasarımcı ve sanatçı atölyelerine rastlamak mümkün. Vedat Ülgen tarafından kurulan Thislexik’in atölyesiyle de böyle karşılaştık. “Konteynır” atölye ziyaretimizin detayları burada:

“Thislexik” ne anlama geliyor ve bu çılgın ismi nasıl buldunuz?

Benim. “Thislexik” ismini; disleksim yüzünden, doğrusu “Dyslexic” olan kelimeyi “Thislexic” olarak yazdığım için bulmuş oldum. Somut dünyayı, insanlara bir disleksiğin gözünden; materyalin geleneksel kullanımını aklında ters çeviren, anlamlarını karıştıran ve belki de karmaşaya yol açan bakışıyla göstermek istiyorum. Thislexic kaotik bir düzen ya da düzenli bir kaostur. Yaratıcılığımı disleksimle ilişkilendirdiğime göre beni yaratıcı yapan şeyden daha iyi bir isim olabilir miydi?

Şirketin yolculuğu nasıl başladı ve nereye doğru gidiyor?

Geleneksel çağdaş tasarım prensiplerinden uzaklaşıp; estetik, bilim ve mizahın kesiştiği deneme üzerine kurulu bir dünyaya girmek istedim. Bir ürünün etrafıyla kusursuzca birleşmesinin bir güzelliği var tabii ki ama beni daha çok tatmin eden şey; ürünün sizi durdurup, “Bu nasıl yapıldı acaba?” diye düşündürmesi. İşlerimde belirli bir “wow” faktörü var diye düşünüyorum; görünüşleri açısından değil, parçala- rın bir araya getirilişi ve beklenmeyen bu şeylerin üretiminde kullanılan materyaller açısından.

Limited Şirketi olarak üçüncü yılımıza girerken, Thislexik genişleyerek büyüyor. Sadece bir yıl önce, Thislexic radar altındaydı; belki bir iki basın yansıması ve birkaç satış yapmıştık. Şimdiyse basılı dergilerde çıkıyor ve galerilerden sergiler için iş siparişleri alıyoruz. Satışlarımız da ciddi bir şekilde arttı. Insanlar; Arc Light ve Bond Armchair gibi bazı imza işlerimi- zi tanımaya başladılar.

Bu ay başında ICFF’de 4 yeni koleksiyon tanıttık ve müthiş pozitif geri dönüşler aldık. Bu yılın ikinci yarısının, Thislexik’i nereye götüreceğini görmek için heyecanlıyım!

Neden bir ofis alanı kiralamadınız? Neden kargo konteynırı?

Açıkçası, ofis alanı kiralama zamanı geldiğinde, bir start-up sahibi olarak, buna yetecek bir bütçem yoktu. Kargo konteynırı satın alabileceğimi farkettiğimde, aklıma tamamen farklı bir fikir geldi: kargo konteynırlarına uygulayabileceğim doğa dostu pratiklerle, kira maliyetinin yarısına, sürdürülebilir bir stüdyo inşa etmek! Bir yönden, Thislexic, diğer bir sürü stüdyo gibi sürdürülebilir tasarım pratikleri üzerine kuruldu, ama bizi ayıran nokta sadece ne ürettiğimiz değil, nerede ürettiğimiz de.

Bu konteynırlar benim ilk ve tek mimari girişimimdi ve mimar Değer Cengiz’in yardımıyla, şaşırtıcı derecede geniş; açık iletişimi desteklerken üretim alanı ve ofislerden oluşan bir alan oluşturmuş olduk. Konteynırları Hudson Nehri’ne atılmak üzereyken kurtardım. Yağmur suyunu filtreleyen yeşil bir çatı, pelet sobaları ve compost tuvaletler yerleştirdim. Bir stüdyo kiralasaydım bu kadar doğa dostu özelliği bir arada yüklemem asla mümkün olmazdı. Yani sonuç olarak, pahalı kira gizli bir nimetmiş bizim için!

Thislexik collective nedir?

Kolektif iş yapmak Thislexik’te her alanda büyük rol oynuyor. Genç bir tasarımcı olarak, tasarım dünyasında kişisel ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu yakından biliyorum. Bu yüzden multidisipliner yaratıcı isimlerin yeteneklerini ve projelerini daha geniş bir kitleyle paylaşmalarını mümkün kılabilecek bir platform oluşturmak istedim. Tasarım için yeni bir standartı temsil ettiğini gördüğüm New York merkezli tasarımcıları, kolektife katılmaya davet ediyorum ve onlara websitemizde bir profil verip işlerini kendi sosyal medyamızda tanıtıyoruz. Önümüzdeki aylarda, kolektif için ayrı bir dükkan da açacağız.

Bu yıl ICFF’ye katıldınız ve Design Week’i tecrübe ettiniz. Nasıldı?

Özellikle Thislexik için, standımızın lokasyonu yüksek bir ziyaretçi trafiği üzerindeydi ve yeni koleksiyonlarımız için çok sayıda kişiden ilginç geri dönüşler aldık. Ürünlerimiz tüketiciyle iyi anlaştı; biz de geçen senenin “wow faktör”ü yerine bu sene bunun üzerine oynuyorduk zaten.

En ilginci sürdürülebilir tasarım çokluğuydu. Birçok tasarımcı geri dönüştürülmüş, geri kazandırılmış ve yenilenebilir material kullanmıştı. Benim de kendi tasarımlarımda hep kullanmaya çalıştığım şeyler bunlar. Bence “yeşil tasarım” geri geliyor ve insanlar bu konuya tekrar dikkat etmeye başladı.

Thislexik’i 10 yıl içinde nerede görüyorsun?

Thislexik’i insanları rahat bölgelerinden çıkaran deneysel bir tasarım firması olarak görüyorum. Alışkanlıkları kıran ve geleneksel tasarım tekniklerini zorlayan, insanları günlük objeleri görmeye ve onlarla daha değişik bir etkileşime iten, Droog butiği gibi bir fikrim var. Bence halihazırda iyi bir başlangıç yaptık ama sadece tasarım dünyasını değil, kültürü ve insanların bunun içindeki etkileşimlerini de etkilemek istiyorum.

Eğer Thislexik kendini temsil etmesi için bir materyal ve bir renk seçmek zorunda olsaydı, ne olurdu?

Bu cevaplaması çok zor bir soru. Ben tüm materyalleri keşfetmeyi ve onlarla deney yapmayı seviyorum. En sevdiğim kitap olan Chris Lefteri’nin “Materials for Design” kitabında materyallerin davranışlarını ve karakteristiklerini inceleniyor. Balık pulundan vazolar ya da su yosunundan kaseler görebileceğiniz bu kitapta, Lefteri; aklınıza günlük ve sürdürülebilir tasarımda kullanıp herhangi bir obje yapabileceğini- zi getirmeyen konu ve materyallerden bahsediyor. Kendimi ya da Thislexik’i tek bir materyalle sınırlamayı asla istemem!

Thislexik’in rengine gelince, hemen lime yeşili derim! Benim favori rengim olmasının yanı sıra renk psikolojisi açısından baktığınızda da çok çağrışımlı bir anlamı var. Lime yeşili özgün, münferit, eğlenceli ve biraz agresif yani Thislexik’in olduğu her şey.

Nasıl tasarlıyor ve hayata geçiriyorsun?

Materyalin tasarımlarıma rehberlik etmesini sağlıyorum. Her materyalin kısıtlamaları ve kuralları vardır tabii ki. Ben materyalin, ne yapabileceğinin ve neye dönüşebileceğinin üzerine gitmeyi seviyorum.

Ürünlerimizin çoğu insanların alışık olduğu ürünlerden, onların yapımından ve söz konusu konsepti tam tersine çevirmekten ilham alıyor. Gördüğünüzle aldığınız aynı şey değil.

Author: Kemal Yılmaz

RELATED POSTS