Luisa Dorr

UnframedJune 6, 2016
Luisa Dorr

Yakın zamanda Mentor Program çerçevesinde VII Agency’ye kabul edildi ve biz de Luisa Dorr ve onun Brezilyalı kızlar ve kadınlar imgeleri ile böyle karşılaştık. Ülkesi Brezilya’nın kadınlarını kayıt altına aldığı önceki ve sürmekte olan fotoğraf ve hikaye serilerini anlatıyor.

“İnsanlarımızın çoğu farklı etnik grupların karışımı olmasına rağmen ırkçılık malesef çok yaygın.” Maysa ile yakınlığınızı göz önünde bulundurursak bu sizi nasıl hissettiriyor?

Maysa renginden, güzelliğinden ve Afrikalı saçlarından gurur duyuyor. Yakın arkadaşız ve ırkçılık üzerine konuşuyoruz. Brezilya’da sinemadaki siyahi insanları elimle sayabiliyorum. Bir şeyler değişiyor ama malesef Brezilya’da ırkçılık aynı zamanda ekonomik nedenlerle de bağlantılı. Ülkeyi aşağı yukarı şöyle bölebiliriz: güneyde beyaz ve zengin insanlar ve kuzeyde siyahi ve fakirler. Genelleme yapıyorum ama başlarda ilişkimiz böyle değildi. Maysa’nın evine ikinci gidişimi ve ailesinin bana güvenmediğini hatırlıyorum, sadece Maysa ile ilgilendiğim için değil, aynı zamanda beyaz ve sarışın olduğum için. Zaman geçti ve beni, rengimi kabul etmeye başladılar ve arkadaş olduk.

Genel olarak kadın öznelere odaklanıyorsunuz, örneğin sürmekte olan “womantopography” serinizde bulunan kadınlar arasında aklınızda ön planda olan biri var mı?

Bu çalışma kadın yüzleri hakkında – seyahatlerimde bulduğum kadınların portreleri. Kadın yüzlerinin, hikayelerinin ve bağlamlarının görünümü ve coğrafyası bende hayranlık uyandırıyor. Yaşam ve zamanın onlar üzerine nasıl yazdığı ile ilgileniyorum – sadece fiziksel izlerle değil, aynı zamanda ruhani izlerle de. Bu çalışmaya 2014’te başladım. Bir smartphone ile arkadaşlarımın yüzlerini gözlemlediğim kocaman bir evrenim var; şimdi bu, yüzler ve anılarla dolu. Anlık görüntülere (snapshot) bayılıyorum. Özellikle bunun kadınlarla iyi yaptığım bir şey olduğunu anladım. Arkadaşlarımı fotoğraflamayı seviyorum ve bu da seyahatlerim sırasında fotoğraf çekerek bir çalışma geliştirebileceğimi farketmemi sağladı. Biri var, o kadar da özel değil ama beni sarstı. Marina Bitten bir feminist ve çekimi ayarladığımız gün yüzü çok üzgün ve kederliydi. Ona ne olduğunu sordum ve bir gece önce kocası tarafından dövülen bir kadını korumak için bir sokak kavgasına karıştığını anlattı. Marina böyle hikayeleri sık sık anlatır, maalesef bunlar Brezilya gibi şovenistik bir ülkede çok yaygın. Sonuç beklendiği gibi olmuş, adam sakince ayrılmış ve karısı da onu takip etmiş. Üzücü olan bir çok kadının kendini buna maruz bırakması. Bu proje aynı zamanda buna karşı bir ses oluşturmamızı amaçladı.

Brezilya’daki kadınları fotoğrafladığınızda, kadınların insanlık halini göstermek kararınızın ana sebebi nedir?

Benim için fotoğraf kendi içinde bir amaç değil; daha çok kritik, sosyal veya kültürel içerikli, içimdeki daha açık ve empati kuran insanı ortaya çıkarmak ve umuyorum ki toplumla kritik bir diyalog kurmayı amaçlayan hikayeler anlatmak için bir yol. Bu bir yaşam biçimi. Dünya hala erkeklerin baskın olduğu ve kadınların erkeklerden daha az ‘’güce’’ sahip olduğu bir yer. Bunun yavaşça değiştiğine inanıyorum ve bence kadın projeleri bir şekilde kudretimizi ve eşitliği gösteriyor

Fotoğraflarınız ülkenizde olanlarla beraber kişisel bir yolculuğu mu anlatıyor?

Brezilya’da iki proje üzerine çalışıyorum. İlk olarak, zamanım Olimpik oyunlar sırasında fuhuş hakkında çalışmak üzere ayrıldı. Almanya’daki Dünya Kupası sırasında, bir çok kadının Berlin’e seks işçisi olarak çalışmak için yolculuk ettiği söylenmişti. Ben de gelecek Olimpik Oyunlar sırasında oluşabilecek benzer bir durumu ele almayı planlıyorum, fikir gün içinde seks işçilerini Olimpik stadyum önünde fotoğraflamak. Bu bir sır, ama isterseniz paylaşabilirsiniz. Eğer bu projeyi yaparsam kadınları haysiyetli biçimde vücuden ve hayatlarıyla güzel portreler şeklinde fotoğraflayacağım, sadece hikayeyi anlatmak istiyorum. İkinci olarak, Brezilya’da yaptığım bir diğer çalışma da görevi kötüye kullanmakla alakalı. Bu sürmekte olan bir çalışma, iki ay içinde son görevi kötüye kullanma kararlarından önce bitmesini amaçlıyorum. Sürecin sonuna kadar gerçekleşecek yürüyüşleri takip edeceğim. Sadece ailelere ve benzer politikalarla çocuklarını nasıl yetiştirdiklerine odaklanacağım. Ayrıca Maysa ile çalışıyorum (uzun vadeli proje); bir diğeri ise ülkenin kuzeyinde yer alan cüceler hakkında, dünyanın en büyük cüce popülasyonu orada (Bir kere oraya gittim ve eğer para bulabilirsem çalışmamı bitirmek için tekrar gitmeyi planlıyorum); ve üçüncüsü de zengin Brezilyalı insanlar ve onların lüks koleksiyonları hakkında. Ve ayrıca bu sene Amsterdam’da gerçekleşecek Word Press Photo’daki Joop Swart Masterclass için bir çalışma hazırlıyorum.

Author: Tabitha Karp

RELATED POSTS