A Journey of Discovery

DesignNovember 12, 2018
A Journey of Discovery

Kendi içinde duyusal belleği olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Bu fikrin aksine  bakacak olduğumuzda ise karşımıza Dong Ping Wong ve Bünyamin Aydın çıkıyor; topluluk fikrine duydukları tutkuyu paylaşan iki yaratıcı insan. Meydan okuma, yanında sürpriz ve başka meraklar yaratıyorlar! Les Benjamins Flagship Store ‘Cliff’ ile 360 derecelik bir yolculuk yarattılar. Kültür, konfor ve keşfetmek için yepyeni fikirler üretildi. Mağaza yeni bir vizyonun sembolü hâline geldi. Biz de Flagship Store’un mimari Dong Ping Wong ve Les Benjamins markasının kurucusu / kreatif direktörü Bünyamin Aydın ile ilham verici bir sohbet gerçekleştirdik. Les Benjamins markası her başarısı ile kendine yeni bir hedef belirliyor.

“Özgünlüğün tanımı o kadar da ilginç değil aslında. Bir bakıma gerçek hayata verilen bir karşılık gibi. Benim içinse özgün olmak içinde bulunduğun ortama karşı dürüst olmak.” Dong Ping Wong

Yaratıcı dünyanın bir parçası olmaya ne zaman başladınız?

Dong Ping Wong

Mimarlık okumadan evvel bir orta sınıf bir ailede ve şehrin dışında büyüdüm. Tüm evlerin birbirinin aynısı olduğu bir yerde… Bir noktada ebeveynlerim taşınmak istediler. ABD’de taşınmak istediğinde bir bakıyorsun ki hepsi birbirine benziyor; senin tek yapman gereken pembe bir ev mi yoksa bej bir ev mi istediğine karar vermek. O zamanlar gördüğüm en ufak bir farklılığın bile beni çok heyecanlandırdığını hatırlıyorum. Bir çocuk olarak küçük şeylerin nasıl fark yarattıklarını görmek istiyordum. Yakın zamana gelecek olursak, 2011’de bir süre çalıştıktan sonra ilk projemiz olan yüzen havuzu yarattık. Kanye ile birlikte çalışmaya başlamamızın ardından elbette tamamen başka, deli bir dünyaya geçiş yaptık.

Les Benjamins ile yollarınız nasıl kesişti?

Dong Ping Wong

Benji (Bünyamin Aydın) bizi 2 yıl önce arayıp birlikte bir şeyler yapmamızı önerdi. Flagship mağaza projesi için geçen yıl bir araya geldik. Süreç yanlış hatırlamıyorsam Şubat ayında başladı.

Bünyamin Aydın

Ortak arkadaşlarımız var. Yani bir arkadaşım bizi tanıştırdı. O anda da bir şeyler başladı. Zaten onun işlerini takip ediyor ve perakende ile etrafındaki topluluk arasında kurduğu dengeli yaklaşımı takdir ediyordum. Bu mekanın İstanbullular ve dışarıdan gelen herkes için olmasını istedim.

“Marka bir vaattir, kişiliktir.” Bünyamin Aydın

Sokak stiline karşı duyulan heyecan ve şu sıralar moda, sanat ve tasarıma dair her şeyin tek bir konuya bağlanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dong Ping Wong

Dünyada pek çok tasarımcının yalnızca moda ya da sanat alanında çalışmamasını, herkesin her şeyi yapmaya başlamasını ilginç buluyorum. Virgil ve Benji buna iyi birer örnek. Böyle bir kültürde kıyafet tasarlamak bile başlı başına oldukça ilgi çekici. Bu yüzden başka bir yaratıcı alana da bulaşmak zorundasın. Ve bu yaptığın tişörte ya da sahip olduğun tarza dek seni şekillendiriyor. Ancak bu tür modanın giriş noktasının, özellikle de bir grafik tişörtle başladığından beri, oldukça hoş olduğunu düşünüyorum. Sosyal medya üzerinden iş yapmak insanlara muazzam bir kitleye ulaşma şansı veriyor. Bunun 5 yıl içinde nerelere gideceğini merak ediyorum çünkü gelişmesi gerektiğini hissettiğim, ancak neye evrileceklerini bilemediğim pek çok marka ve tarz var. Şu anda pek çok tasarımcının oldukça genç olmasına bayılıyorum; iyi bir başlangıç yapmak için illa ki fazla tecrübeye ya da paraya sahip olmak zorunda değilsin.

Bir marka olarak Les Benjamins dünyada kültürel bir bağ yaratmayı başardı. Tasarımlarınızda bağlanmak neden bu denli önemli bir mesele?

Bünyamin Aydın:

Benim kişiliğim böyle. Dünyada insanları ayıran pek çok grup mevcutken, insanları bir araya getirmeyi seviyorum. Bu bir nevi bir mesaj: bir topluluk oluşturmak, birine el vermek. Daha iyiye gitmek ve amaçlarını gerçekleştirmek için yardım etmek. Benim için bu çok önemli. Komünite ve kültür bizim yaptığımız için kilit kelimeleri.

Sizce mükemmel mağaza içi deneyimi nasıl olmalı?

Dong Ping Wong

Bu oldukça etkileşimsel bir süreç. Mesela kıyafetleri internette görüyor ve alıyorsun, ancak aslında bunu deneyimleyemiyorsun. Bir mağazaya yalnızca bir tişört almaya dahi gelmiş olsan, dışarıdaki trafiği, içerideki müziği duyabiliyor, kokuyu alabiliyor, tişörte dokunmayı bırak ona doğru yürürken bastığın yeri hissedebiliyorsun. Tişört oraya belli bir ışığın altında, belli bir şekilde asılmış. Tüm bunların, internetten aldığın bir tişörtle sahip olamayacağın bir deneyim yaşattığını ve anı ortaya çıkardığını düşünüyorum. Hele ki pek çok kıyafete sahip olduğunu düşünürsek, parçalar arasında da bir tür hafıza oluşuyor. İnternetten alışveriş yaptığında pek çok şeyi kaçırıyorsun. Benim açımdan en sevdiğim parçalar onlara sahip olduğum farklı yerler ve zamanlar sayesinde oluştular. Mağazada böyle bir olanak vardır.

Mesela Paris’te Colette sosyal ortamın odağı hâline geldi. İnsanlar oraya bir şeyler almak için gitmek istiyorlar ancak bir süre sonra bir bakıyorsun ki yalnızca Collette’e gitmek istediğin için gidiyorsun. Böyle 3-4 yer var. Yani, bir şehre gittiğinde yalnızca oraya gitmek ve neler olup bittiğine, orada kimlerin olduğuna bakmak istiyorsun. Les Benjamins Flagship Mağaza’sının da burada öyle bir deneyim yaşatmasını umuyorum. Böyle bir anlayışın etrafında olmak işin kilit noktası. Bu mağazalar yalnızca alışveriş için değil, sizin bir deneyim elde etmeniz için buradalar. Bir şeye ait olduğu yerde sahip olmakla o şeyi başka bir şehirde deneyimlemek oldukça farklı iki şey. O şeyi orijinal kılan ise etrafındaki insanlar ile gerçek hayatın içinde olmak, ki buna internetten sahip olamazsınız. Bütün bu deneyim ancak % 100 online olarak elde edilebilir.

Bünyamin Aydın:

360 derece. Asla tek bir şey değil. Bizim taşıdığımız markalar, teknoloji bölümü, eğitsel bölüm, burada çalışan insanlar, takımım… Her şeyin tek bir yerde olmasını arzu ettim.

“Yaptığımız iş etrafındaki insanlar ve içeriğini gerçek hayattan alması sebebiyle orijinal.” Dong Ping Wong

Mağazanın kendine ait bir dili var gibi. Konsepti ve Les Benjamins Flagship Mağazası’nın tasarımı ardındaki ilhamı bizimle paylaşabilir misiniz?

Dong Ping Wong

Mekanın kendisi. Binaya ait olan bu duvarlar. Yani bir kabuğumuz vardı. Ve tüm mağazayı düzenleyen bir şey olup olmadığını ve büyük duvarın ardındaki fikri sorduk. Bu büyük objeyi ortaya koyalım. Benji ile konuşurken yalnızca bir mağaza yaratmadığımızı, bir nevi merkez alan yaratılacağını ve insanların bir araya gelebilecekleri bir yere ihtiyacı olduğunu konuştuk. Umarım uluslararası daha fazla Les Benjamins mağazası yaratırken mekanın tam ortasında tek büyük bir nesnenin yer aldığı ve insanların etrafında bir araya gelerek simgesel bir görüntü meydana getirdikleri bu fikir daim kalacak.

Mağazanın hikayesini anlatabilir misiniz? Sunduğunuz dünyanın konsepti nedir?

Bünyamin Aydın:

Eğitsel yanı olan bir konsept mağaza bu. Pek çok workshop düzenleyeceğiz.

Bir dünya yaratmaya başladığınızda, o projeye yönelik ilk yaklaşımınız nedir?

Dong Ping Wong

Gelip o yeri görmek. Orada birkaç gün geçirmek ve etrafı gezmek. Tüm bölgenin nasıl hissettirdiğini anlamaya çalışırız. Mevcut çevre nasıl? Ona ne ekleyebiliriz? Ya da onun etrafında / içerisinde neler yaratabiliriz? Pek çok çizim ve fiziksel modelleme yapıyoruz çünkü bir şeylere bakmak ve tepki vermek açısından daha hızlı oluyor. Şimdi bile Benji ile konuşurken Les Benjamins’i daha iyi anlıyoruz. Genç kültür açısından İstanbul ve hatta Türkiye’de önemli bir rolü var gibi görünüyor. İşte biz de onun DNA’sını yakalamak istiyoruz.

Les Benjamins kendi DNA’sını taşıyan bir marka. Kültürleri markanızla bir araya getirmek için nasıl bir yöntem izliyorsunuz?

Bünyamin Aydın:

Her daim sosyal yanı güçlü biri oldum. Keşfetmeyi seviyorum ve yeni insanlarla tanışmaktan korkmuyorum. Oldukça keyif alıyorum bundan. Benim olduğum kişinin bir parçası bu. Doğal olarak gerçekleşiyor.

Les Benjamins mağazası için bu lokasyonu seçmenizin ardındaki sebep neydi?

Bünyamin Aydın

Burası İstanbul’un moda merkezi. Yalnızca perakende açısından değil, eğitim açısından da anlamlı çünkü etrafta pek çok okul var. Şehrin kalbinde olmak istedim. Ve bir anlamda da beklenmedik, çünkü Nişantaşı’nda böyle bir mağaza görmeyi beklemiyorsunuz. Bu benim sevdiğim bir kontrast.

“Önemli olan tek şey heyecan. Perakende artık eskidi. Yeniden tasarlanması gerekiyor.” Bünyamin Aydın 

Bir yaratıcı olarak bu dünyada neyin özgün olduğunu düşünüyorsunuz? Sosyal medya gibi aslında olmayan bir dünyayla her gün iletişime geçmenin yaratıcı bir zorluğu olduğunu düşünüyor musunuz?

Dong Ping Wong

İçinde bulunduğunuz çevreyle çalışmakla ilgili bir şey bu. Yani Les Benjamins için İstanbul’da tasarladığımız mağazanın aynısını başka bir yerde tasarlayamazdık. Buna göre, bu dünyada her şey özgün. Antika bir sandalye gibi köken itibarıyla özgün olan ya da çelik gibi özgün olmayan şeyler var. Bu projede ise içinde bulunduğu çevreye karşı dürüst olması onu özgün kılan. Burada hiç var olmamış bir şey meydana getirebilirsin çünkü ona karşı yaklaşımın da farklı olacaktır. Özgünlüğün tanımı o kadar da ilginç değil aslında. Bir bakıma gerçek hayata verilen bir karşılık gibi.

Benim için gerçeği dijital dünyaya bağlamak zor değil çünkü bir mimaride önce fiziksel bir şey meydana getirir, sonra onu dijital dünyayla paylaşırız. Bizim için dijitale uzanan yol oldukça doğrudandır. Mimari yönünden güzel olan işimizi kendi koşul ve tercihlerimizle paylaşmaya izin vermesi. Sevdiğim şeylerden biri de insanların işi sevmeleri durumunda ona değer vermeleri, sevmemeleri durumunda ise işin başka bir yere gidebilmesi.

Bir marka olarak Les Benjamins sokak stiline yeni bir anlam verdi. Müşterilerinize yeni bir dünya yaratırken aklınızdaki fikir neydi?

Bünyamin Aydın:

Her şey heyecan duymakla ilgili. Perakende artık eskidi. İnsanların onu da yeniden tasarlamaları gerekiyor. Dong’un uygulamasında sevdiğim şey komüniteyi öne koyması oldu. İnsanlar gelip burada zaman geçirebilmeliler, illa ki bir şey almaları gerekmiyor. Burası bir keşif alanı. Marka için yeni sloganımız ‘keşif yolculuğu’, yani her şey bir yolculuk aslında. Mağazaya girmek de öyle. Tüm bunlar 360 derecelik bir deneyim. Mağaza için uçurum konsepti de böyle çıktı; bir kayaya tırmandığınızda bunu keşfetmek için yaparsınız. Nerede mağaza açarsak açalım bu uçurum fikrini korumak istiyorum.

Mimarlık üzerine düşündüğünüzde, sizin için tasarım mı yoksa işleyiş mi daha önemli?

İkisi de önemli, ancak ikisi de bizim çıkış noktamız değil. Deneyimin bir parçası yüzleştiğin bu devasa şey ve mağaza için de duvar bu noktaydı. Biraz rahatsız edici ama giriş katındaki bu büyük şeyi deneyimlemek istiyorsun ve yukarı çıktığında duvarın üzerinde alan açılıyor ve nefes alabiliyorsun. Yani fikrin bir nevi tasarıma ihtiyacı var ama aynı zamanda belli bir şekilde işlemesi de gerekiyor. Ve yine tekrarlamak gerek, deneyimlemek önemli. Mekanda bir şey deneyimlediğini hissedemiyorsan hem tasarım hem de işleyiş başarısızlığa uğruyor.

Projeleriniz içerisinde, yaratırken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi?

O kadar çok zorluk yaşadık ki! Farklı farklı pek çok zorluk oldu. Bunlardan pek çoğu bütçe ile ilgiliydi. Büyük bir şey yaratmak istiyorduk ancak sonra onu karşılayamayacağımızı fark ediyorduk. Bunun dışında süreç için beklemen gereken zaman çizelgesi sorunları oluyor. Ve bu zorluklar aslında projeleri daha da ilginç hâle getiriyorlar. Genel olarak en zorlu görev daha önce yapılmamış bir şey bulmak üzerine. Ancak yalnızca farklı ya da dikkat çekici olmak anlamında değil bu. Bunun kurması oldukça zor bir denge olduğunu düşünüyorum. Ve dürüst olmam gerekirse bazı projelerde bu dengeyi kuramıyoruz. Bir yaratıcı olarak daha önceden görülmemiş bir şey yapmak önemli, çünkü başkaları başka şeyler yapmıyor ve onları senden daha iyi yapmaya devam edecekler. Bu yüzden de her zaman farklı bir şey bulmaya çalışıyorsun, ki bu oldukça yorucu bir şey. Bir şeyler yaratan herkes için en zorlu aşamanın bu olduğunu düşünüyorum. Bunu yapmaya değer mi? Neden bunlara ihtiyacımız var? Bütün iyi şeylerin daha önce var olmamış, insanların ihtiyacı olan ve istedikleri bir şeyi onlara sağlayan bir niteliği vardır. Bence yaratmak tam olarak bunun üzerine kuruludur.

Arkadaşlarınız ve aileniz için yaptığınız baskı tişörtlerden dünyaca tanınan bir markaya sahip olmaya uzanan bir yol. Yıllar süren sıkı çalışmanın ardından hayal ettiğiniz hayatı yaşıyorsunuz. Bu nasıl bir his?

Bünyamin Aydın

Harika bir his. Her gün yeni bir hedefim var. Bundan önce bu mağazayı açmaktı, şimdi ise yurtdışında bir mağaza açmak var. Benim için bu duraksız bir yol. Her zaman yeni hedefler, yeni meydan okumalar olacak. Her daim yeni bölümler olacak bu macerada.

Marka olmanın sizin için anlamı nedir?

Bünyamin Aydın

Marka bir sözdür, bir karakterdir. Benim için Les Benjamins kültürün hikayesinin anlatılmasıdır. Bir tasarımcı olarak yaptığım şey her sezon bir kültürle gelip, o kültür ve yüzleşme arasında bir denge tutturmak. İkisini birlikte terbiye ediyorum. Fonksiyonel detaylarla birlikte sokak giyimine farklı geçmişlerden geleneksel kültürel detayları ekliyorum. Şimdi fotoğraf kültürünü simgeleyen yeni bir logomuz var. Uzaklıkölçer benim gözümü, kültürü ve gelenekleri nasıl gördüğümü ve o fikri nasıl sürdürdüğümü gösteriyor. Dünya çapında tanınan bir fotoğrafçıyla anlaşıyoruz ve onunla sanat projeleri yapacağız. Yani yaklaşan pek çok yeni projemiz var.

Yeni logoyla birlikte tasarımlarınızda da farklı bir yol mu izleyeceksiniz?

Bünyamin Aydın:

SS19 ile bunu görebileceksiniz. Yeni bir marka satışa sunacağız. DNA’mız sabit kalacak ancak marka kendi hücrelerini yaratacak! Kültür her daim Les Benjamins için orada olacak. Şu an için bildiğim şey, bir tasarımcı olarak tam olarak gitmek istediğim yoldayım. Bu yüzden de yeni logo ve yol riskini aldım. Bu benim için bir nevi devrim.

Mekanların insanların kişilikleriyle kurduğu bağ üzerine ne düşünüyorsunuz?

Biri projenin içinde bulunduğu yer, diğeri ise birlikte olduğunuz kişi. Bunu yalnızca pratik bir bakış açısıyla değil, aynı zamanda “Onlar neler hayal ederler?” şeklinde de anlamanız gerekir. Bu da onlarla bir nevi arkadaş olmanızla sonuçlanır. Her zaman insanlarla bir araya gelip büyük bir akşam yemeği yemeye gayret ederiz. Kişilikleri anlamaya çalışırım ve bu her zaman doğrudan gerçekleşmez. Belli malzemelerin marka hakkında düşündüklerini gözden geçirmelerine sebep olabileceklerini biliyorsunuz. Bu genellikle projenin sonlarına doğru birbiriyle çatışır. Malzemeleri seçmeye gelecek olursak, herkesin kendi zevki var. Bu noktada sonucu seveceğinizden emin olmak üzere çalışırız, baştaki fikirler orada kaldıkları müddetçe tabii. Projenin nasıl olacağına dair yaptığımız eski müzakereler de. Ve genellikle insanlarla bir orta nokta buluruz.

Sizi en çok ne heyecanlandırır?

Dong Ping Wong

Doğa, doğayla iletişime geçiren her şey beni heyecanlandırır. New York’ta yaşıyorum ama California’da büyüdüm; o zamanlar Pasifik Okyanusu gündelik hayatımın bir parçasıydı ancak şu anda planlarım şehirden biraz uzaklaşmak üzerine. Her zaman doğaya geri dönmek. Doğaya duyduğumuz minnettarlık üzerine şu anda New York’ta bir proje üzerine çalışıyoruz. Bir havuz, ancak nehir suyuyla doldurulup filtreleniyor ve New York’ta 100 yıldan sonra ilk defa insanlar nehir suyunda yüzebilecekler. Karayipler’de yaptığımız ve hem bir tür dış alan, bir bahçe olan hem de dokunup hissedebileceğiniz duyusal bir deneyim yaşatacak bir projemiz var. Yeni bir çevre yaratabildiğimiz bu tür işler beni gerçekten heyecanlandırıyor.

Daha önce markayı hiç duymamış birine Les Benjamins’i nasıl anlatırdınız?

Dong Ping Wong

Türkiye’deki tek streetwear markası, ki bu çok ilginç bir şey ve burada modaya büyük bir ilgi var. Benim teorim olayın yalnızca kıyafetlerle ilgili olmadığı; markanın genç İstanbul’u temsil etmesi ve Türkiye sınırlarını da aşarak uluslararası alanda dikkat çekmesi. Mağazanın açılışı için dünyanın dört bir yanından pek çok insanın heyecan duyması da onun İstanbul için bir temsilci gibi olduğunu gösteriyor. Bunu çok ilginç buluyorum. İnsanlara duyduğu sevgi ve dünyayı deneyimlemeyi sevmesi bu heyecanın sebebi. Les Benjamins markası da onun bir uzantısı ve ne mutlu ki o bir şeyler için heyecan duyabildiği için markasının da bir derinliği var ve büyümeye devam ediyor.

Bünyamin Aydın

Bir keşif yolculuğu. Kültürleri keşfeden ve bir vizyonu olan, bunları bir araya getirerek kültür, konfor ve fotoğrafla harmanlayan bir marka.

Photography by Ozan Tezvaran
Author: Zeynep Sahin

RELATED POSTS