A Portrait Of Life

UnframedNovember 9, 2018
A Portrait Of Life

Doğrularınıza saygı duyan ama kendi doğrularını yaratan bir nesille karşı karşıyasınız. Zaman içerisinde birçok dönemi araştırıyor, içinde bulunduğumuz bilgi girdabında farklı dönemlerden birçok hikaye ile yüzleşiyoruz. Geçmişten geleceğe bir ahenk yakalamaya çalışıyor ama en çok da tam anda kalmaya çalışıyoruz, çünkü sadece içerisinde olduğumuz bu an eşsiz. Bizler; bireyselliğin çok önemli ama bir o kadar önemsiz olduğu… Bütünden kopmayan ama ayrışan insanların kıymetli olduğu dönemin insanlarıyız. Bize ne yapacağımızı söylemeniz zor. Takip etmekten değil takip edilmekten hoşlanıyoruz. Bir adım daha yaklaşın tanışalım.

“İstanbul sokaklarının her yerinde inşaat olması beni çok etkiliyor! Bu ortam, sokaklarda grafiti sayısının da artmasına yol açtı. Sanatımızı kültürümüzü sokaklarda yansıtmak mutlu ediyor ama bir yandan da şu şehirde artık rahat nefes alamıyoruz! Sokaklarda rap müzik daha fazla yankılanıyor! Sulh.” Kamufle

“Herkes sosyal medyanın bireysel davranışlarımız üzerindeki etkisini konuşuyor. Bu, sosyal medya araçlarını hayatınızın neresine koyduğunuzla ilgili. Eğer günün büyük bir kısmı telefon elinizde, insanların son paylaştığınız fotoğrafa gelen yorumlarını okuyup moralinizi alt üst etmekle geçiriyorsanız zaten iş işten geçmiştir. Sosyal medyada hakkınızdaki eylemler, yakın bir arkadaşınızla kahve içmekten önemli olmamalı.” Allame 

“Hayal kurmak; yaratıcılığı, üretkenliği, geleceği, vizyonu ifade ediyor… Ben sadece yatarken veya durup düşündüğümde hayal kurmam gün içinde bir şeylerle ilgilenirken de hayal kurarım. Dikkat dağınıklığım var, zihnimde hep bambaşka fikirler döner. Hayal etmek başarmanın yarısıdır, bu yüzden ben yenilgidense kendimi başarıya hep bir adım daha yakın hissettim. Çocukların ve gençlerin hayal kurmasına izin verin realistik kalınmaması gereken tek alan burası bence, adı üstünde “hayal” bırakın, hayal edelim ki ortaya o güzellikte işler çıksın.” Burak Yörük 

“Özgün olmak bugüne değin doğrusu budur diye ezbere edindiğimiz tüm ahlaki değerlerimizden, bize yüklenilen  davranış ve düşünce kalıplarından, örnek birey modeli olma çabasından, ailemiz  ve   toplumun projesi olmaktan vazgeçmektir. Kendi değer, inanç, düşünce ve duygularımızın oluşmasına izin vererek bireyselliğimizi önemsemektir. Kişinin kendi doğrusu, düşüncesi, inancı, ahlaki değerleri ve kişisel amacının peşinden gidebilme yolculuğudur. Bu çaba gerektiren, zor ama özgürleştiren bir yol bence. Birbirimize benzemeye çalışmak; fikirlerle, yaşayış biçimleriyle hatta belki giydiklerimizle bile aslında özgünlükten uzaklaşan adımlar aslında. Düşünce ve davranışlarımızla bir topluluk içinde yalnız kalmak en korktuğumuz şeylerden biridir ; Hiç  dönüp ya benim fikrim doğruysa ve onlarınki yanlışsa diye düşünmüyoruz. Majorite ne düşünüyorsa doğru odur diye baştan kabullenmişiz ve bu durumda zaten özgün olmaktan yeterince uzaklaştırılmışız ve özgür hissedemiyoruz. Yani kısaca; özgün olmak özgürlük demektir bana göre.” Bige Önal 

“Günümüzden olabildiğince uzaklaşmak istiyorum. Kendimi yaklaşık 1000 – 2000 yıl önceye fırlatıyorum… Mistizmin, Kral Arthur’un ve cadılığın hüküm sürdüğü, o bambaşka dünya, benim kalbimin filizlenmesi gereken asıl zamanlardır. Doğanın kanunlarının ve hatta zamanın dünya üzerindeki işleyişinin bile günümüzle kıyaslanamayacak ölçüde farklı olduğu o dönemlere ruhsal bir özlem duyuyorum. Bu özleme verdiğim ad içimde devamlı olarak hissettiğim o en yalın histen başkası değil. Materyal ve dijital bakışın hakim olmadığı, insanların iyileşme ve iyileştirme gücünü daima içinde hissettiği, yaşamanın ve keşfetmenin sonu gelmez bir öz arayışı olduğu, büyünün ve gizemin altın çağlarını dolu dizgin yaşadığı o çağda kimliksiz bir yabancı olmak isteği içimi gıdıklıyor.” Sena Loren

“Dünyada tek bir şeyi değiştirmem için bir şansım olsaydı bunu kötülüğü yok etmekten yana kullanırdım. İnsanlardaki kötülüğü yok ederdim ki dünya daha huzurlu bir yer olabilsin.” Miro Gerede Erkaya

“Hırs benim için müthiş bir azim demek. Hayatım boyunca bu duyguya sahip insanlara hayran kaldım. Elbette getirdiği bir çok kötü nokta var ancak dozunu sağladığınızda hayallere götüren yanını inkar edemeyiz. Benim önüne geçemediğim tek hırs ‘başarmak’. Bu artık hayatıma işlemiş bir durum. Mutfaktaki o kavanozu uzun uğraşlarla açmak bile benim için bir başarı ve bu duygu küçücük şeyleri bile kendi kendinize çözmeye mecbur bırakıyor. Yapamıyor olmak seçenekler arasından çıkıyor.” Yaprak Medine

 Creative Direction by Duygu Bengi
Fashion by Burak Sanuk
Photography by Zeynep Özkanca
Hair by Mustafa Akgüu, Önder Tiryaki Studio
MUA: Elif Girgin
Styling Assistant: Melis Palaoğlu
Author: Based Istanbul

RELATED POSTS