A deep nostalgia: Giuliana Leila Raggiani

FashionJuly 14, 2019
A deep nostalgia: Giuliana Leila Raggiani

Doğal dokuların yalınlığından, kolajlardan, seyahatlerden ve keşiflerden ilham alıyor… Giu Giu, yaşa ya da cinsiyete bakmaksızın herkesin yaşaması gereken şen mizahı ve sıra dışı özgürlüğü yansıtan triko odaklı bir marka… Filtresiz ve dürüst olurken hassas da olabilmenin dengesi… Giuliana Leila Raggiani, markası Giu Giu’yu tasarlamaya 2012 yılında başladı, fakat alamet-i farikası olan parça 1967 yılında yaratıldı. Giuliana’nın eforsuz ribana örgü “Nonna Turtleneck”i, Boston’daki Settebello butiğinin sahibi olan Sicilyali anneannesi Palmira Giglia’nın çok sevilen tasarımına bir hürmet. Nostaljik olmasına rağmen geçmişte takılı kalmamış. Zamansız moda zevki hakkında Giuliana Leila Raggiani ile sohbet ettik.

Modaya dair hatırladığın en eski anın nedir?

Giuliana Leila Raggiani: 5 yaşında anneannem ile beraber Neiman Marcus ya da Saks Fifth Avenue içinde ordan oraya dolaşmak, Ferragamo ayakkabılarının cilalı zeminde çıkardığı ses. Her zaman telaşlı, bir şey arayışında ama aynı amanda bana modanın tüm inceliklerini öğretiyor, tüm kumaşlara dokunuyor, dikişleri inceliyor. Zengin kokuları kokluyorum ve tüm duyularım canlanıyor.

Ne işle uğraştığını bilmeyen birine 3 kelime ile tasarımdaki vizyonunu anlatman gerekse?

Giuliana Leila Raggiani: İyi Giu Giu’yu yaymak.

Markan “Giu Giu” ile olan hikayen nasıl başladı?

Giuliana Leila Raggiani: Hayatımda boyunca dans eğitimi aldıktan sonra işler beklenmedik bir şekilde değişti. Kendimi New York City’deki Parsons School of Design’da buldum ve Londra’daki Central Saint Martins sanat okulunda triko yapmayı öğrendikten sonra tezimi bitirmek için Amerika’ya döndüm. O zamanlar “Giu Giu” tohumları cinsiyetve yaş sınırlamaları olmayan bir koleksiyon yaratmak amacıyla dikilmişti fakat asıl meyve verme dönemi moda sektörünün büyük isimleriyle çalışmaya başladıktan sonra oldu. Çok fazla bilgiye maruz kalmıştım ama en önemlisi bu sektörde neleri değiştirmek istediğimi öğrenmemdi. 2013 yılında, oldukça plansız bir şekilde, kendi küçük evrenimi yaratmaya karar verdim.

Websitenden, Instagram’ına, Instagram’ından tasarımlarına kadar markanın DNA’sını açıkça görebiliyoruz. Komple bir paket olarak sunuyorsun bize. Markanın vizyonunu tarif eden bir görsel çizebilir misin?

Giuliana Leila Raggiani: Keşke tarif etmek daha kolay olsaydı ama Giu Giu bir görselden çok bir his. Kuşkusuz bir hassasiyet. Yumuşaklığın içindeki güç. Sessiz bir güven. Derin bir nostalji.

Amerika’da yaşayıp İtalyan olmak nasıl bir tecrübeydi senin için?

Giuliana Leila Raggiani: Dürüst olmak gerekirse, çok “normal” bir Amerikan lisesine gittiğimden dolayı, ilk başlarda adapte olmakta zorlanmıştım. Çocuklar benim “garip” (Amerikan olmayan) ismimle ve öğlen yemeği olarak klasik fıstık ezmeli sandviç yerine “carciofi ripieni alla siciliana” getirmem gibi şeylerle dalga geçerlerdi. Büyümeye başladıkça ve bir tasarımcı olarak kariyerim geliştikçe, moda sektöründeki aile geçmişimi ve kültürümün estetiğim üzerindeki etkisini takdir etmeye başladım. Bugün Giu Giu, anneannemin desteği ve kardeşi (benim vaftiz babam) Gino ile 60’larda, İtalya’dan Bostan’a göç ettiklerinde başlattıkları balıkçı yaka kazak markası Vaccaro olmadan mümkün olmazdı.

Her gün giydiğin ve artık üniforman haline gelen bir kıyafetin var mı?

Giuliana Leila Raggiani: Çok sevdiğim NONNA pantolonum. Birinci kural rahatlık! Rahat hissetmiyorsan konsantre olman çok zor.

Başarılı bir markaya sahip olduğunuzdan ve bu markaya
çok ilgi duyulduğundan bu yana modaya yaklaşımınız nasıl değişti?

Giuliana Leila Raggiani: Ta başından beri modaya yaklaşımın hiç değişmedi. Duyular aracılığıyla insanları iyileştiren güzel kıyafetler yaratmak. Evet, kalite, yapım aşaması ve detaylara dikkat etmek benim için çok önemli, ama genel olarak, görünmeyenin keşfi her şeydir. Duyu, gerek bir koku, bir ses veya bir teninize değen bir doku olsun sizi zamanda bir yolculuğa çıkarabilir. Beden, zihnin ve hafıza beni çok etkiliyor, bu yüzden yaratırken bu nostalji fikrini keşfetmeye çalışıyorum. İnsanlara çocukken en çok sevdikleri kıyafeti sormaya bayılıyorum. Ondan büyük bir neşe ile bahsetmeleri, bedenlerine hissettirdikleri hislere tekrar aşık olmaları. İşte bu his, tasarımlarımda yaratmaya çalıştığım şey. Bir çeşit aşinalık hissi. İnsanı güvende hissettiriyor.

Bir koleksiyon hazırlarken yaşadığın yaratıcı süreci anlatır mısın? Başlama noktan genelde nedir?

Giuliana Leila Raggiani: Seyahat etmek bana yaşadığımı en çok hissettiren şey, bu nedenle ilhamın genelde bir seyahatten geliyor. Fiziksel çevremi genişletmek bana taze bir bakış açısı kazandırıyor. Gittiğim her şehrin eşsiz enerjisini hissettirmek için renkleri ve dokuları bir araya getirmeye bayılıyorum.

Markan için amaçladığın şeyler neler?

Giuliana Leila Raggiani: Giu Giu’nun dünyada daha fazla sevgi için bir platform olması.

Renkler ve dokular kadar, minimalizm de senin için önemli bir element, bu özellikler tasarım sürecinde neden bu kadar önemli?

Giuliana Leila Raggiani: Yalınlık kutsaldır. Renk duyguları açığa çıkarır ve dünyadaki en güçlü araçlardan biri.

Sürdürülebilirlik, şu an endüstrideki en önemli başlıklardan biri. Bunu özellikle moda endüstrisine aktarmanın neden önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

Giuliana Leila Raggiani: Aşırı tüketim, aşırı üretim ve aşırılık moda endüstrisinin bir hastalığı haline geldi ve birçok yönden bu bir israf. Enerji kontrolü sürdürülebilirlik açışından oldukça önemli. Üretim açısından trikoya, sıfır-atık olan ve bir ömür sürebilecek kıyafetler yapmayı sağlan bir tekniğe o yüzden önem verdim. Tüketiciler olarak, giymeyi seçtiğimiz şey, giydiğimiz kıyafetleri yaratan eller konusunda duyarlı olarak enerjimizi de koruyabilir. Bedenlerimiz çok değerli. Bu değerli şeyi giydirirken de elinden geleni yapıp çok özenli olmak istemez misin?

Senin için sırada ne var?

Giuliana Leila Raggiani: Bu Haziran’da Paris’te Pre-SS20 için ilk kapsül koleksiyonumuz GIU GIU Sport’u piyasaya sunuyoruz. Yeni teknik fiberler ve siluetlerle birlikte daha işlevsel bir şekilde, markanın hareketlilik yönüne daha derinden bakıyor. Ayrıca, Nonna Turtleneck’in hikayesi hala devam ediyor ve bu yıl çıkmasını öngördüğümüz NONNA Book’un ikinci volümünü (ilk volümü 20018 yılında çıkmıştı) geliştiriyoruz. En nihayetinde ilk Giu Giu mağazamızı açmak isterim, belki de çok yakın hissettiğim Japonya’da. Yeni bir perakende deneyimi yaratmak ve dünyamızı 3D bir şekilde hayata getirmek rüya gibi olur.

Author: Zeynep Sahin

RELATED POSTS